yazmıştım geceye gelmeden, uyumamıştınız daha, yağmur yağıyordu gerçekten, sokağın başındaki sarhoşun naraları taciz etmiyordu üst komşuyu, ağlamaklı bir kadın geçmiyordu evin önünden,
ve ben sizi, sözlerinizi, kavuşmaları bekliyordum...
masum gece kucağını açmadan gelirdiniz hep oysa...
Kusursuz bir düştü alnıma dayadığım, geldiğinizde okuyacaktıniz dudaklarınizla, beğenmediğiniz yerlerini değiştirirsiniz diye de kurşun kalemle yazmıştım hepsini, olur ya; üç beş yıl değil, bir ömür yazarsınız oraya diye. Sonra geceleri bir pencere önünde oturdup hayatı izlediğimiz bu karanlık yüzlü kentleri mum alevinde seyredeceğimizi de yazmıştım, değiştirirsiniz de sevginizle dünyamızı aydınlatırsınız diye.
Bekledim ben.
Gelmediniz / gelemediniz siz...